Sevgili
Onlarbenim,
Melaba
bebeim. Uzun zaman oldu biliyorum diye baslamayacagim. Zira uzun zamandir
aklimda yoktun. O yuzden kisa zaman oldu diyebilirim...
Hani neden
aklima geldin diye onlardan baskalari sorsalar, o zaman valla ne bileyim ben
buralari gectim saniyordum derdim. Saniyordum darken hala gectigime inaniyorum
ama gecmek bunun da bir parcasi oldugunu kabullenmekmis meger.
Hani o
zamanlar bir yazi yazmayi hayal etsem de gelecege bir mesaj atsam; o zaman
soyle derdim. Mutluydum dostlar. Mutlu olunca yazmaya ne gerek var. Ama oyle
dusundugunuz toz pembe bir mutluluk degil. Onlar’la tanismis birinin o
farkindaliktan sonra tekrar toz pembeye donmesinin imkansiz oldugunu onlardan
herbirimiz biliyoruz. Ama bir noktada ilk yazida dolup tasmanin tersi de
yasanabiliyor. Oyle bir bosaliyor ki insan, sorgulamayanlarin kazandigini
gordukce daha da uzaklasiyor hikayelerinden. Kisacasi ne takarim kafama
sapkadan baska diyen bir insanla sadece sapka takip hicbirsey demeyen bir insanin
farki gibi.
Simdi bu
yorumun ne kadari dogru tartisilir. O zaman onlarbenimin eski kafasina doner insan.
Iste bu
paragrafin devamini getirirken sarjim bitti. O sirada kulakliktan gelen muzik
de kesilince bir anda disaridan gelen sesle basbasa buldum kendimi. Hatta su
anda o sesle basbasayim. Polis ekip otosundan anons yapiliyor. Adres tekrarlanip ‘this is the last attempt’
deniyor. Insan soruyor: neler oluyor??? Sirenler artiyor ama megafondan gelen
ses ayni tonda devam ediyor. Hemen sonrasinda ise araba sesi duyuluyor ve
ortalik bir anda sakinlesiyor. Polis otosunun uzaklasan sireni sadece soru
isaretleri birakiyor arkada. Cunku 5 dakika boyunca o sirenler sadece soru
isaretleri uretmis zaten. Insan dusunuyor: neler oluyor???
[Bu yaziyi yayinlamak uzereyken ekip otosu tekrar geldi ama bu sefer disaridan insan sesleri de geliyor]
Iste
onlarbenim’den kopmamin da geri kavusmamin da sebebi budur ve aynidir. Insanlarin varolussal
sorgulamari yaptigi zamanlar olsa da, birsey uretememenin getirdigi sessizlige cevaben disaridan gelen bircok etkiyle (yasam
sorumluluklari, is beklentileri, yani kisaca gundelik hayatin bir parcasi
olmanin gerektirdigi kurallar ve bu kurallarin yazili degil de gorsel/isitsel
bir yolla aktarilmasi) bircogu kendi dunyalarindan cikip, baska bir sorgulamayla yuzlesmek zorunda kaliyor: neler
oluyor???
Iste bu
bilinmezlikten nihilistce kendine donmek mi iyi, yoksa varolan vahsi duzende
kazanana oynamak mi iyi, diye sorarak gecen yillarla bir nesil boylece hem
istemedigini yapip hem de yaptigini sorguluyor. Daha da kendisine ne kadar sikinti yaratabilir ki. Istememe ve sorgulama birlikte. Isin sirri Olin’de, iki kere
rafine.
Konuya
donecek olursak, onlarbenimin eski kafasina donmek ne kadar yanlis bir yolsa,
bu projeyi bitmis sayarak kapandi gozuyle bakmak da bir o kadar yanlis bence.
Neler oluyor sorusuna cevap hicbir zaman kelimelerle aciklanamiyor.
Gorsel/isitsel bir boyun egdirme yontemine cevap kelimelerden gecmiyor.
Tikaniyor. Renksiz ve kuru kaliyor.
“Ama iste
tam da bu sebeple insan tekrar kendine donuyor ve yazmaya basliyor” diyerek
bircok bayagi ahlakli, kendini kandirma ustasi, idealist pragmatist gencin
kalbini fethetmek isterdim. Ama, samimiyetle soyluyorum: Valla olmuyor.
“Buraya
donmeyi hic dusunmedigim bir anda bir iki tesadufle tekrar hatirladim, yazmak
zorunda oldugum icin burayi kiraladigimi...” diyerek bircok yazar olmak isteyip
olamayan gencin kalbini fethetmek isterdim. Bir kez daha. “Birileri kazanir, birileri
kaybeder, birileri de blues soyler” hesabi. Ama kabul edelim o isaretler hep var zaten. Cogunda farkinda oluyoruz, fark etmemis gibi yapiyoruz. Geri kalan
daha da cogunda ise zaten goremeyecek kadar mesgul oluyoruz.
Eeee peki
neden dondum tekrar buraya? Hala cevabini verebilmis miyiz?
Gundelik
hayattaki estetik unsurlarin cok farkinda olmasak da kasitsizca degisitiriyor hepsi bir sekilde algiyi,
algilamayi. Ilk yazimi dogumgunumde yazdim kendime hediye olarak. Aman ne
tatli. Bu sebep miydi elimi klavyeye goturen? Sanki o oda farkliydi.
Simdi gordum ki bugun yine uzun sureden sonra kucuk bir odaya gecmisim. Oraya sigdirmisim o genis mekanli odalarimdaki cokluklari.
Simdi gordum ki bugun yine uzun sureden sonra kucuk bir odaya gecmisim. Oraya sigdirmisim o genis mekanli odalarimdaki cokluklari.
Insanin
gozu daha bir yakin oluyor herseye. Detaylara bakiyor. Gozunu alamiyor.
Kitaplik degil bunun adi. Raflara sigdirmadik baskalarinin dunyalarini. Bu
babil kulesinin en alt kati. Baksana truth and method bana bakiyor...
Kisacasi, odayi sebep gosterdim bu degisime. Disariya attim sucu, sebebini kendimde aramamak amacim bir sure. Madem isler boyle, neler oluyor bilmek istiyoruz o zaman sebebini sorgulamaktansa, sebebini goreyim diye bitirmek isterim boylece.
Ha bu
arada, melaba ben kolum, gozumun uzantisiyim.
Saygilarimla,
Kole Um
Giersen.